Şiirler

 OK VE AĞAÇ MIZRAK

Bir yer düşünün, İçeriği İle Kalıbı tamamen zıt. Bir yer düşünün değersizliğine inanılıp kimsenin değerini bilmeden yaşadığı, Ve öyle bir yer düşünün ki herşey herkese acıkken kimsenin çokşeyi paylaşamadığı ve o paylaşamadığı şeyinde aslında onlar için öneminin olmadığı.. Galiba nereden bahsettiğim anlaşılmıştır.. Ne yazık ki ben bu kadar güzelliğin içinde onu değersiz kılmaya çalışan yada değerini veremeyenlerle iç içeyim.
Oyle bir kıyafetteyim, Öyle bir şapkam var ki, Robin HOOD zannedersiniz onların gözünden bakarsanız..İşin en garibi kimsenin onu tanımadığı, ne yapmak istediğini bilmediği, sadece gördükleri şekilselliğiyle değerlendirmeleridir.. Evet burada herkesin eğitimi üniversite (değil)  burada herkes herşeyi herkesten daha cok biliyor (zannediyor). Verdiğim oyle bir savaş ki okumla, elimde ağaçtan yapılmış mızrağımla. Kime yay gersem üzerinde zırh(cehalet) kime gerilsem mızrağımla rüzgardan hızlı(dönek). Teknolojik silahlarım yok, ki olsada işe yaramaz. patenti bunlara aittir kullandırmazlar..
Herkesin bir kabilesi var burada, herkes cadırlarda yaşıyor, tek yiyecek; balık ve meyve.. Uğraşıyorlar benim ateşim seninkinden büyük diye. Amaçsız yaktıkça yakıyorlar, faydası hiç olmayan ateş büyüklüğü için ve anlamsız akılsız egoları için, habire meyve yedikleri ağaçların kököne baltayı vurup cekiyorlar ateş daha büyük olsun diye. Habire balık tutmak için ayıracak oldukları asıl zamanı ateş yakarak geçiriyorlar...
Evet adım Robin HOOD bugün bir kişi kandırdım, ya siz....
saygılarımla.. UFUK AYDIN


YOKSUN BİLİYORUM



Yalnızken seni yazıyorum şiirlerime,
Başımda bir yığın hasret dumanı birikliyor, seni özlüyorum.
Kalemimi dolaştırıyorum sana güzel bir şeyler için kağıdın üzerinde,
Gözlerim aşık oluyor birden,
Seni ban yaşatan duygulara, yazdığım satırlara
DURULUYORUM.

Şimdi yanımda yoksun biliyorum,
Gecelerden hatırlıyorum seni ne kadar sevdiğimi,
Yıldızlardan hatırlıyorum gözlerini,
Günün ilk ışıklarıyla doğan güneşten hatırlıyorum,
Saclarının rengini ve seni ne kadar özlediğimi..

Her saatin bir gün,
Her günün bir ay,
Her ayın bir yıl,
Her yılınsa bir ömür gibi geciyor
Ve nice umutlar biriktiriyorum küllendirdiğin yüreğimde,
SENİ DÜŞÜNÜYORUM..

Sonra bir ses duyuyorum gün batarken,
İnceden sevda şarkıları söylüyor böcekler,
DURULUYORUM YENİDEN..

Bak gözlerimde senden arda kalan bir minik gözyaşı birikiyor
AĞLIYORUM..
Şimdi sen uzaklardasın biliyorum,
Bana sensizliğin her dakikasını hatırlatan bir saatin var odamda,
Ve yanı başında gözlerine bir ömür vaat ettiğim resmin..

Şimdi uzaklardasın biliyorum,
Ondan derdim, ondandır elbet kederim.
Bak gözümde senden arda kalan bir minik kanlı gözyaşı birikiyor,
AĞLIYORUM…

Sonkez gel yanıma, tut elimi, bak gözlerime umutla.
Sarıl sıkı sıkı tut elimi düşüyorum.
Bak gözlerime aşkla yaşam ver,
Ver ki ÖLÜYORUM..


Ufuk AYDIN




 ERTELEME



Zaman geçiyor bak gülmeyi erteleme.
Sevmeyi, sevilmeyi, şarkı söyleyip coşmayı erteleme.
Yok sayıyor benliğini bak zaman,
Kendini sevmeyi, sevdirmeyi, baharda rüzgarla dans etmeyi
Ve bir yağmurla sevişmeyi erteleme.

Her gün çalar bir yavuz hırsız gibi elinden gençliğini,
Arzularını, heveslerini, isteklerini hayat.
Yaşama amacına giden yolda önüne çıkan engellerle savaşmayı erteleme.

Bir gülü sevmeyi, bir güle benzemeyi
Ve bülbülle sevda şarkıları söyleyip,
Baharı, yazı, kışı ve tüm güzellikleri yaşamayı erteleme.

Tutma içindeki seni, bırak cıksın dışarı.
Açsın gözünü, gözü kör dünyaya,
Ve haykırsın en içten ve en yüksek sesle feryadını dağlara.
Sonra cıksın mutluluğun en yüksek tepesine,
Ve güzelliklerle orada kalsın.
Unutma ki sen, SEN olduğun için VARSIN...

Ufuk AYDIN


GİTTİKTEN SONRASI



Bu şehrin sokaklarında binbir masal yaşanır delicesine ve umarsız,
Ağlasan sesini kimse duymaz oyle kalabalık, bir o kadar yanlızsındır,
Kaldırımlardır seni seven ve seninle dost yüzüne gülen,
Sense her kaldırım taşını kaldırıp sevgini ararsın,
Bakarsın manasızca başka gözlere, o zanneder ve sarılırsın gün batınca geceye.
ve gidin yıldızlar benden slm söyleyin o nazlı sevgiliye..

UFUK AYDIN



İhsan TOPÇU / ÇOCUKLUĞUM ÇAMBURNU









TRABZON SEVDALANMASI





Gökyüzünde iki güneş gördüm ben
Trabzonda doğar batar birisi
Denizinden dağlarına bir başka dünya
Gönlümüzü tutsak etmiş
Yeşiliyle mavisi

Şimdi bir dal kırılır uzaklarda
Var say ki bir karaymiş dalıdır
Unutulmuş düşler dirilir bir bir
Hep çocuk kalır bir yanımız

Bir tutam düş kanatlarında
Bütün martılar Yoroz'dan geçer
Selam söyler eşe dosta
Eski bir başkent ruhu dolaşır
İçimin Uzun Sokaklarında


Var say ki
Bir Trabzon sokağındasın hayal meyal
Yağız delikanlılar sarmış dört yanını
Ahu bakışlı kızlarda o nazlı eda
Yollara karışmış gençliğin
Şu kırmızı kazaklı masum bakışlı
Yere sert basan çocuk sensin
Yıllar almış hızını
Sönmüş mangal yüreğin

Felek bırakmış bizi haburalara
Bir hiç akşamında bunalırken gün
Dursun Reis al demiri
Vira uşaklar vira
Bu özlem bu karanlıklar bitirecek bizi
Zifiri katran üzerimiz
O cennet kıyılara yali yali gidelim
İstanbul Boğazından al bizi Karadeniz

İhsan TOPÇU























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YORUM YAPMAK İÇİN,ÖNCELİKLE AŞAĞIDAKİ YORUMLAMA BİÇİMİ SEKMESİNDEN ANONİM'i TIKLAYINIZ.