Trabzon’umuz;
Yaklaşık
dörtbin yıllık geçmişinden beri şehir olagelmiş, şehir olmanın gereklerinin
tümünü mazisi boyunca taşıyabilmiştir.
Bu süreç
içerisinde, yönetsel ve ekonomik açıdan olduğu kadar, sosyal ve kültürel açıdan
da, metropol kent olma özelliğini sürdüre gelmiştir. Bu, onun maziden
aldıklannı koruyup geliştirip çağlara taşımasının,taşıyabilmesinin sonucudur.
Şimdi bazı örneklerle kentimizin sosyal ve kültürel
özelliklerini
hatırlamaya çalışalım: Ondokuzuncu yüzyılın başlarında; Trabzon, arzettiği önem
nedeniyle, Rus, Yunan, İran, İngiliz, Avusturya, Fransız, İtalyan, Belçika ve
Prusyalıların konsolos bulundurduğu bir kenttir.!1 >
1869 daki
tespitlere göre: Çeşitli İranlı ve AvrupalI tacirlerin uğrak yeri olan kentte;
Nalbantlar, kirli kara ve küçük dükkanlarında şaheserler üreten Kuyumcular
vardır. Onların bitişiğindeki Terziler çarşısı esnafı, genellikle ermenidir.
Daha sonra Şekerciler, Lokmacılar, Kavurmacılar ve öteki yiyecek satıcıları
sıralanır. Arabacılar,
Saraçlar, Kunduracılar, Çizmeciler ve Bakırcıların Çarşıları da dikkat çekicidir.<2> Lonca’nın bu arasta ve çarşılarının bazıları halen yaşamakta; Sarraflar, Semerciler, Kunduracılar, Terziler, Aşçılar v.b. isimlerle anılmaktadır.
Saraçlar, Kunduracılar, Çizmeciler ve Bakırcıların Çarşıları da dikkat çekicidir.<2> Lonca’nın bu arasta ve çarşılarının bazıları halen yaşamakta; Sarraflar, Semerciler, Kunduracılar, Terziler, Aşçılar v.b. isimlerle anılmaktadır.
1877 de Şakir
Şevket’e göre; Trabzon’da Ke- tancılık, Silah yapımı, Doğramacılık,
Kiremitçilik ve Çömlekçilik eskiden beri süregelen bölge sanatıdır. Havlu,
Çarşaf ve Kuşak yapımı da ilerlemektedir. Yine bu günlerde Trabzon’da 44 cami
ve mescid, 6 medrese, 21 ilkokul, 1 ortaokul, 1 protes- tan okulu, 2 katolik ve
1 Fransız kilisesi vardır.*3) 1895 tarihli Trabzon Salnamesi’ne
göre; Dülgerlik,Doğramacılık, Demircilik, Kuyumculuk sanatları çok ileridir.
Trabzon’da, Avrupa eşyaları ile yarışabilecek mallar yapılmaktadır. Eskiden
beri yalnız Bursa’da yapılan hamam takımları, Halep’de çıkan ipek ve pamuk
çarşafları ile ipek Trablus kuşağı en iyi bir şekilde Trabzon’da yapılmaktadır.
Trabzon’un
edebiyat alanında da sayısız değerler yetiştirdiğini biliyoruz ve sadece ismen
anarsak: Şair Hilmi, Şair Mehmet Behçet Efendi, Leyla Hanım,
Hamamçızade
Hacı Mehmet Fevzi Efendi, Hamamızade İhsan Bey, Şair Mehmet Ziver Efendi,
Haşan Tıfli Efendi, Esad Ömer Eyyubi, Ahmet Sarim Bey, Süleyman Mahir Bey,
Cansızoğlu Mustafa Sıtkı Bey, Alaybeyzade Naci Bey, Baba Şalim, Halil Nihad
Boztepe, Muzaffer Lermioğlu, Ömer Akbulut, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Mahmut Goloğ-
lu, Genç kuşaktan Ertan Tokinan, Ahmet Özer, Yaşar Miraç ve daha niceleri.
18. yüzyılın
başlarında ünlü bestekar, musikî üstadı Dede Efendinin Trabzon’da sürgünde
bulunduğunu ve bu vesile ile şair, bilgin ve musikişinas Hafız Zühtü Efendi
ile bazı kimselere dersler verdiğini.!4)
1879 da Vali
Girit’li Sırrı Paşa’nın eşi olan şair ve bestekar Leyla Hanım’ın şiir ve
bestelerini Trab- zon’lu kadınların ezber söylediğini,<5> yine
bugünlerde hanımlar arasında musikî faaliyetlerinin yoğun olduğunu, bilhassa
evlerde çok iyi ud çalan hanımların yetiştiğini öğreniyoruz.
Sonraları
Cumhuriyet ve sonrası dönemde; besteci, icracı, nazariyatçı olarak: Ahmet Selim
Teymur, Süheyla Altmışdört, Laika Karabey,Temel Şükrü Doğru,Kenan Yomralıoğlu,
Suat Kurtuldu, Teoman Önaldı, Şenel Önaldı, Hüseyin Dila- ver, Ferhat
Özyakupoğlu gibi nice isimleri anımsarız. Musikîye
ve musikî çalışmalarına olanak tanıyan: Trabzon Liselerinden Yetişenler
Cemiyeti, Trabzon Musikî Cemiyeti, Halkevi, Necmiati Kulübü, Okullar ve diğer
feyz ocaklan var idi.
Büyük önder
Atatürk’ün 1937 de Trabzon’u son ziyaretlerinde; İstanbul’dan gelen müzik topluluğunu
gereksiz bulup, geri gönderterek, Necmiati kulübü-Müzik Kolu Amatör Saz
Topluluğu’nu Köşkte kabul buyurduklarını biliyoruz.Bu topluluk: Rıza Hançer,
Osman Hançer, Tamburi Ali, Kemani Salih (Şendil), Hafız Osman, Kara Kemal ve
Baterist Hikmet Beylerden oluşmakta idi. Ve Gazi’nin huzurunda başarı ile
müzik sınav ve ziyafeti vermişlerdi.
Yine kentte
önemli ve kutlu günlerde, balolar veriliyor, bu baloları T.L.Y.C. orkestrası
kalabalık kadrosu ve zengin repertuarları ile ağırlıyorlardı.
Trabzon’a
olduğu kadar çevre il ve ilçelere de hizmet götüren bu orkestra Kemal
Çetinkaya, Sey- fi Çekiç, Veysi Pasin, Trompet İsmail Bey, Erkan Bilgen, Turan
Faik Günen, Muhittin Aşut, Ahmet Demirci, Zeki Tarakçıoğlu, Akif Erdiker
beylerden oluşuyordu.
Halk oyunlan
(Horon) ekipleri, kasabalarda, T.L.Y.C. de ve okullarda faaliyetlerini
sürdürüyor, bu arada T.L.Y.C. Horon ekibi katıldığı yurtdışı festival ve
yarışmalardan (Nis, Brüksel, Cezayir, İtalya) başarı ödülleri getiriyordu.
Trabzon’lular
Atatürk’ün kentimizi ilk ziyaretlerinde; (17 Eylül 1924tarihli İkbal Gazetesi
başyazısından öğreniyoruz) Beraberlerinde Refika-yı Muhteremeleri ve Maiyeti
Erkanı olduğu halde Da- rülbedayii (Tiyatro Kurulu) teşrifle “Dörtcihar”
temsilini temaşa buyurmuşlardır.
Gazi’nin
ikinci ziyaretlerinde ise; 26 Teşrinisani 1924 tarihli Yeniyol Gazetesi
başyazısından öğre
niyoruz
“Reisicumhur Hazretleri manevi Kerimeleri Hanımefendi ve refakatindeki zevatla
Muhlis Sabahattin’in (Mon Bey) piyesini temaşa etmek üzere Yıldız Sinemasına
teşrif buyurmuşlardır.” Bu tiyatro faaliyetleri sonraları Halkevi ve okullarda
sürerken altmışlı ve yetmişli yıllarda, Merhum Haluk Ongan Bey’in gayret ve
özverileri ile Amatör Tiyatro Kulübü Çatısı altında kesintiye uğramamaya,
sürmeye çalışıyordu.
Spor
faaliyetlerinin; yoğun, çağdaş ve ileri düzeylerde olduğunu, futbol, atletizm,
voleybol, tenis, jimnastik, kürek, yüzme, atlama, bisiklet, avcılık v.b.
çeşitliliğini de bilmekteyiz.
İşte çok
azını, küçük kesitlerle, bazı olay ve isimlerle hatırlatmaya çalıştığımız,
şehrimizin sosyal ve kültürel geçmişi.
Mimari ve
Kültür;
Şimdi
-birkaç tanımla bu ilgiye değinelim: İnsani faaliyetleri barındırmak amacı ile
doğanın düzenlenmesi. Bu çok genel bir mimari tarifi. Barındırdığı insanlık
faaliyetlerini duygusal yönden destekleyen, ekonomik, teknik olanaklarla,
fonksiyonel ihtiyaçları dengeleyen yapılar, mekanlar, alanlar .bölgeler
mimari eserlerdir. Her boyutta mekanlar mimari düzen olabilir.
Kültür,
kişinin edindiği bilgi, görgü, inanç, sanat, gelenek, alışkanlık ve beceriler
gibi karmaşık girdilerin bütünüdür.Mekan düzenleri insani faali
yetleri
barındırırken doğaldır ki, bu girdileri de olumlu veya olumsuz şekilde
etkileyecektir. Kültürü, oluşturan bileşenler, mekan denen potada eriyip
bütünleşeceğine göre; kültür oluşumunda mekan, dolayısiyle mimaride önemli bir
faktör olarak ortaya çıkar.
Mekanlar;
kişiyi mutlu edecek fizik ve moral ortamlar içermeli, kişinin ruh yapısı için
algısal, duygusal öğeleri sunmalıdır. Bu moral ortamlara: ışık, renk, ses,
koku, güneş, yel, manzara, gölge v.b. fiziksel girdilerinde sağlıklığı ile
mutlu mekan denilebilir.
Bu küçük
tariflerden sonra, mimari ve mimari mekanlann kişilerin ruh sağlığını birinci
derecede ilgilendiren bir etken olduğu görülür.
Trabzon’umuzun
mutlu ve sağlıklı kentsel me- kanlannın birkaçını, zaman içerisinde hatırlamaya
çalışırsak: Kentin Ksenefondan çok evvel yapılan 1 mil uzunluğunda elliden
fazla gemi barındırabilen, antik limanı varmış. Minas Bıjışkyan bu limandan
eski yazarların muazzam bir eser olarak bahsettiklerini söylemektedir.
1847
senesinde Bağdat’a kadar bir gezi yapan Doktor Perunak Feruhan Bey Seyahatnamesinde;
bol tarihi eserlerden, geniş güzel ve bahçe ağaçlıklardan, meyve ağaçlar ve
çiçeklerle dolu bahçelerden, bu bahçeler içindeki evlerden bahseder. Müellife
göre: “o yıllarda daha evvelce hipodrom olarak
kullanılan;
“Gavur Meydanı ve Kabak Meydanı adlarını taşıyan iki büyük meydan vardır. Gavur
Meydanı etrafında günden güne yapılan yeni binalardan dolayı küçülmüş ve
bugün 280 adım uzunluk ve 150 adım genişliğinde bir saha haline gelmiştir
(Bugün ise 130x100 adım boyutlanndadır). Batı varoşta Ayasofyanm yakınında
bulunan Kabak Meydanı, Gavur Meydanının altı misli büyüklüktedir. Bayram
günlerinde, bu meydanlar eğlenen halkla dolar. Bunlardan başka, ahalinin gezi
yerleri olarak, batı ve
doğu
varoşlarda, Ayasofya, Kabak Meydanı ve Tökürçayır, Kuleboyu, Yenicuma, Boztepe
mahallesinde ağaçlı bahçeler vardır. De- ğirmendere köprüsünün civarında
bulunan gezi yerleri ağaçlık değilse de, oradan akan dere sayesinde hoş
mesirelerdir."
Evliya
Çelebi: “Trabzon meyvahktır. Kiraz, armut, elma, üzüm bol yetişir. Sadece
Boztepe denen yerde otuzbin bağ ve bahçe olduğu tesbit edilmiştir. Patlıcan
incirinin tadı eşsizdir. Limonu, turuncu, narı, zeytini ünlüdür. Yedi türlü
zeytinden biri, ham iken yenir. Trabzon hurması da ünlü olup başka yerlere
gönderilir. Şehrin her yanı çiçekliktir. Çiçeklerin türü çoktur. Her katı bir
gül büyüklüğünde bir tür kırmızı karanfil olur ki, eşi başka yerde bulunmaz.
Dağlarında şimşir, bağlarında servi ağaçlan vardır.
Tatil
günlerinde halk güzel mesire yerlerine gider. Paşalar da askerleriyle Kavak
Meydanı’na gelir, cirit oynarlar. Burası büyük ve geniş bir yerdir.” 1640 lan
böyle anlatıyor.
“Trabzon’un
en güzel yeri Gavur Meydanı denen Meydani Şarki’dir (Şimdiki Belediye Meydanı).
Güzel ve büyük gazinoları, genel parkları vardır. Kavak Meydanı eskiden beri
spor alanıdır. Burada Yavuz Sultan Selim’in valiliği zamanından
kalma dikili
ok menzil taşlan vardır.
Ayasofya, Tek- für çayırı, Değirmendere mahallelerinde
eski eserler bulunur.” 1877 de yayınlanan Trabzon Tari- hi’nde de Şakir Şevket
Bey bunları söyler.
Cumhuriyet döneminde
kentin planla gelişmesi dönemi başlar. 1937 yılında Fransız mimar ve kent
plancısı Jacques H.Lambert,kente gelerek incelemeler yapar; Yeni bir liman ve
Asya yolu gibi önemli ekonomik gelişmeyi sağlayacak girişimleri, kentin 60000
nüfuslu bir kent olarak planlanmasını, Erzurum ili ve limanla bağlantısı
sağlanmış bir sanayi bölgesi, kentin batısında yeni bir kent kurulması, eski
var olan kentin sağlıklı bir yaşantıya kavuşturulması için denize dik yeşil
kanallann düzenlenmesi ve bu yeşil sistemi içinde özellikle dini, askeri ve
anıtsal eski eser niteliğindeki yapıların yer alması, yine bu yeşil sisteminin
içinde halkın deniz ile ilişkisini sağlayıcı manzara noktalan, teraslar yapılması
ve Türk elemanlardan oluşan bir belediye Plan Bürosunun kurulmasını (Birçok
kentimizde de halen olmayan bu bürolar, anında, mahallinde, sağlıklı çözümler
getirebilirdi) önerir.
Trabzon’un
var olan güzelliklerinin ileride yok olması olasılığına karşı, kentlinin
endişelerini de dikkate alarak, 5 maddelik bir kent düzenleme programı da
yapar. Bu rapor: Abidevi bir şehir merkezi (AtatürkMeydanı), doğudan batıya
denize paralel yeni yollar, güneye doğru mahallelere hizmet edecek yollar ve
buraların havalanmasını sağlayacak bağlantılar ve yerel görüş noktaları,
batıda yeni bir kenti kurmak ve bu yerleşmenin mevcut kentten ayrı olarak ele
alınmasının sağlanması, serbest alanlar, parklar, görüntü noktaları, mahalle
kültür merkezleri kurulması ve arkeolojik alanlann korunması gibi konuları
içeriyordu. Görülüyor ki bu program ve planlara çok az uyulmuş, Lam-bert’in
kuşkularının pek çoğu maalesef hayata geçmiştir
.
Lambert
planı ve eki bu program yürürlükte iken; daha 1960 lı yıllarda dahi: Üst
geçitsiz, gazi- nolu, Dumbul (tombul) kayalı, Beştaşlı Kemerka- ya-Ganita, her
kesiminden denize girilebilen sahili, gecekondusuz Tabakhane ve Zağnos Vadileri
(Lambert’in tariflediği gibi denize dik yeşil kanallar), çimento fabrikasız,
balıklı Değirmendere ve civan, Güvercinli meydanlar-avlular, yeşil, çiçekli,
bol ağaçlı dinlence odaklan parkları. Bu ağaçlar ki: Bunlar yer kabuğunda
bizden evvel, bu şehrin bizden eski hemşerileri; zor büyüyen, dikenlerin ve
ba- kanlann gelecek kuşaklara armağanları, Palmiye türü Phoenix’leri (ılıman
iklimin göstergeleri), Dev çınar, defne, ıhlamur, at kestaneleri, Sago palmiyeleri
(Cycas sp.), Ustad mimar Bruno Taut’ya Lise projesini değiştirtecek kadar
değerli ve görkemli manolyaları, çeşitli çiçek türleri ile kentin florasında
bile asalet ve kültür izlenebiliyordu.
Bu şehir
masal şehri mi idi?
Aşırı kar
kaygusu ile bu mekanlar, bu moral ortamlar günümüze ulaşamazken, son
kalıntılara da acımasızca saldınlmaktadır.
Tıpkı eski
bir vasıtadan, iki katlı modern bir otobüs yapar gibi. Taşıyamayacağı,
olamayacağı biline biline.
Süratle
tahrib edilen, kültürü oluşturan bileşenlerin yoğrulduğu mekanların bozuşması
ile insan* ların mutsuzluğu ve kültürel yozlaşmalann acaba koşutluğu olabilir
mi?
Öneri: Öneri
isteniyorsa, onu Lambert yapmışta.
KAYNAKLAR:
Karadeniz
Kıyılan Tarih ve Coğrafyası, (P.Minas Bıjışkyan), 1817- 1819.
Trabzon
Tarihi, (Mahmut Goloğlu), 1975.
Trabzon’dan
Atatürk’e, 1981.
Trabzon
Kenti Planlama Çalışmaları ve Tarihsel Çevre Koruma İlişkileri, (Dr. Emre
Aysu), 1982
Doktor
Perunak Feruhan Bey; Seyahatname, 1847
Teofil
Deyrol (Theophile Deyrolle); 1869 da Trabzondan Erzuru-
Şakir
Şevket; Trabzon Tarihi, 1877.
Hamsiname
130, Son Asır Tilrk Şairleri, 2105.
Türkiye Ansiklopedisi,
3/70, Kadın Şair ve Muharrirlerimiz, Son Asır Türk Şairleri, 880.
kaleminize ve de gönlünüze sağlık nede güzel anlattınız Trabzonumuzu .tüm güzelliklerininin yanısıra tarihini ve yetiştirdiği o büyük insanları yeniden haftzalarımıza kaydettiniz. Bu arada ben rahmetli Mustafa Sıtkı Cansızoğlunun torunutyum ve böyle bir kişinin torunu olmaktan dolayıda çok gururluyum .Başarılarınızın katlanarak artmasını diler selam ve saygılar sunarım .Hatice Cansız Özer Emekli İngilizce Öğretmeni Ankara
YanıtlaSilYazımıza Göstermiş olduğunuz ilgiden ve değerli yorumlarınızdan ötürü size sonsuz teşekkür ve saygılarımızı sunarız
YanıtlaSilKale Kültür Sanat / Fatih ÖZTÜRK