25 Kasım 2013 Pazartesi

Bir Garip Dağ...ARIMELİT

Foto Ahmet ÖZTÜRK (Panaramio)

 ARIMELİK Mİ ? ARIMELİT Mİ?

       Armelit dağı Trabzon – Giresun arasında yolculuk yapan herkesin korkulu rüyasıydı 1977 yılı sonuna kadar. Bırakınız Trabzon’dan Giresun’a gidenleri; Rize’den, Artvin’den, Hopa’dan çıkıp Samsun’a, Ankara’ya, İstanbul’a gidenler de Armelit virajlarını döne döne tepeye çıkacaklar ve yine döne döne ineceklerdir.

       Armelit’in doğusunda kalan özellikle Tirebolu, Görele ve Eynesil ilçelerinde yaşayanlar sırf Armelit yolundan geçmemek için Giresun yerine Trabzon’a yönelmişlerdi. Alış verişlerini Trabzon’dan yaparlar, hastaneye ve doktora Trabzon’a giderlerdi.
Espiye’ye kadar denizi takip eden karayolu Yağlıder’nin doğusundan içeriye saparak bir süre dere boyu gittikten sonra
tarihi bir demir köprüyle karşıya geçer ve Armelit’e tırmanmaya başlardı.
Zirveye ulaştıktan sonra da inişe geçer ve Yolağzı’ndan tekrar deniz kenarına ulaşırdı. Espiye’den içeriye dönen yol dar ve virajlıydı. Armelit’e çıkan yol ise hem dar, hem virajlı ve hem de rampaydı.

       O günlerin arabalarıyla bu yoldan geçenlerin başı döner, gözü kararır, midesi bulanır ve araba tutardı. Yağlıdere üzerinde demir ayaklar üstüne yine demir kirişlerle kurulmuş tek araba geçecek genişlikte bir köprü vardı. Karşıdan bir araba geldiğinde geçişme imkânı olmadığı için birbirlerini beklerlerdi.
Dağın zirvesine yaklaşıldığında iki önemli viraj vardı, yolun alt kısmına kale surları gibi taş duvarlar yapılmıştı. Armelit dağı dediysek Ağrı dağı demedik; denizden yüksekliği 600 metre kadar.
Ancak yol dik, virajlı ve dardı. Bütün bunlara rağmen başka da yol yoktu. Hep sahilden bir yolun yapıldığı söyleniyordu. Ben 1977 yılının Temmuz ayında askere giderken Armelit dağından gitmiş, 1978 yılı Şubat ayında izine gelirken sahil yolundan gelmiştim. Armelit yolundan son geçişim 32 yıl önce olmuştu. Geçen hafta 32 yıl sonra Armelit yolundan yeniden geçtim. Tek amacım vardı, o günlere ait hatıralara yeniden can katmak… Şimdi buna nostalji diyorlar galiba… Espiye’den eski Armelit yoluna girdik ve Yolağzı’ndan sahile indik.
Espiye ile Yolağzı arasında sahilden bir yol yapılınca Armelit yolu karayolları ağından çıkartılmış ve grup köy yolu olarak tanımlanmaya başlanmış. Espiye’nin Demircili ve Keşap’ın Bayramşah ve diğer bazı köyleri bu yolu kullanıyorlar. Espiye tarafının yolu Kaşap tarafına göre daha bozuk. Demirciler köyünde bir beton duvar devrilmiş ve yolun yarısı göçmüş. Yol yüzeyinde çukurlar oluşmuş. Kale surları görünümündeki taş duvarlar bütün heybetiyle ayakta duruyor. Kıvrıla kıvrıla yükselen yol yine kıvrıla kıvrıla iniyor. Yağlıdere üzerine yıllar önce kurulan demir ayaklı ve tek arabanın geçeceği genişlikte olan tarihi köprü hizmet vermeye devam ediyor. Kaşdibi ve Demircili köylerini birbirine bağlıyor.

       Yine arabalar geçişemediği için birbirlerine yol veriyorlar. Köprü bakımsız, korkuluklar çürümeye yüz tutmuş. Ama zamana ve insanlığın vefasızlığına inat ayakta duruyor. Armelit dağının zirvesi ise harika bir güzelliğe sahip. Dönüp bir yana bakıyorsunuz Espiye’nin köylerini diğer yana bakıyorsunuz Keşap’ın köylerini seyrediyorsunuz. Arada bir bu köylere yolcu taşıyan minibüslere rastlıyorsunuz. Yolun Espiye tarafının bakıma ihtiyacı var. Bir de o tarihi demir köprüyü onarmak gerekiyor. Korkuluklar tamir edilmeli ve boyanmalı. Armelit yolu ülkemizin ve bölgemizin karayolu gerçeğini ve gelişimini ortaya koyacak çok boyutlu bir fotoğraf olarak görülmeye değer diye düşünüyorum. İnsan geçmişe baktığında bugünün anlamını ve geleceğin önemini daha iyi anlıyor.

(Kaynak:  Nihat Öztürk)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YORUM YAPMAK İÇİN,ÖNCELİKLE AŞAĞIDAKİ YORUMLAMA BİÇİMİ SEKMESİNDEN ANONİM'i TIKLAYINIZ.